KUTSAL KİTAPLARIN ÖLMEZ AĞACI ZEYTİN
Zeytin ilk çağdan günümüze özellikle Akdeniz ve Ege insanlarının yaşamında yerleşik kültürün ve bereketin temsilcisi olmuştur. Antik çağlardaki olimpiyat oyunlarını kazananlara onur ödülü olarak başlarına zeytin yaprağından yapılmış taç takılır ve zeytinyağı dolu amphoralarla ödüllendirildikleri bilinmektedir. Tarihte bilinen ilk zeytin kanunlarını Solon tarafından çıkarılmıştır. Solon; Kanunlar sayesinde Atina ’nın krizden kurtulduğunu, zeytin dikiminin ve yağ ticaretinin başladığını, her kim Zeytin ağacını keserse cezasının ölüm olacağını, Zeytin ağacının gölgesinde doğum yapmanın kutsal ve bir soyluluk simgesi olduğunu söylemiştir. Tıbbın babası olan Hipokrat’ın özellikle derslerinde “Yüzünüzü Anadolu’ya Zeytinin ülkesine dönün” dediği, beslenmede zeytinyağını asla eksik etmediğini ve faydasını her daim vurgulamıştır.
Zeytinden bilinen en erken yağ çıkarma yöntemi bugün bile bazı bölgelerde kullanılan ayak ile ezerek yağ çıkarmadır. M.Ö. 6. yüzyıla tarihlenen Zeytinyağı çıkarmada bilinen ilk atölye İzmir’in Urla ilçesindeki #Klazomenai antik kentinde bulunmuştur.
İlyada’nın yazarı İzmir’li tarihçi Homeros’un “Zeytinyağı sıvı altındır.” dediği, gladyatörlerin
Ülkemiz doğasıyla, kültürüyle, tarihiyle, mutfağıyla, zeytinyağıyla Ayvalık’tan Antakya’ya
Bölgemizde son yıllarda Zeytin ve Zeytinyağı mirasının tanıtımında çok önemli bir yer tutan Ayvacık-Küçükkuyu’da “ADATEPE ZEYTİNYAĞI MÜZESİ”, Kuşadası-Davutlar’da Avrupa’nın en büyüğü “#OLEATRİUM ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI TARİHİ MÜZESİ”, Urla’da “KÖSTEM ZEYTİNYAĞI MÜZESİ” yapılarak ziyarete açılmasına rağmen Agroekoturizm konusunda hala arzu edilen düzeye gelmiş değildir